Çay bahçesini sökerek sera kurdu

Almanya’da uzun süre yaşadıktan sonra Rize’ye gelerek kaktüs serası kuran Hüseyin Dilsiz, yetiştirdiği kaktüsler beğenilince insanlar kendisinden talep etmeye başladı. Zamanla taleplerin tahmininden daha çok olmasıyla ise çay bahçesini sökerek sera kurmak zorunda kaldı. 500’ü kaktüs olmak üzere 2 bin çeşit çiçek türünü kurduğu serada yetiştiren Dilsiz, şimdiler ise taleplere yetişemiyor.



Yağmurun başkenti olan Rize’de sıcak iklimleri sevdiği ile bilinen kaktüs yetiştirmeyi başaran Hüseyin Dilsiz, ilk başlarda herkesin ‘Kaktüs yetiştirme’ fikrine tuhaf baktığını dile getirdi.

Tüm tepkilere rağmen hobi olarak başladığı kaktüs yetiştiriciliğinde başarı gösteren Dilsiz “Çay bahçelerini söktüğümüzde çok şaşıranlar oldu. Acımaya başlayanlar olmuştu. ‘Almancı geldi burada çaylıkları söktü dikenli kaktüsler dikecek. Onlar burada olur mu?’ gibi söylentiler oldu. Daha sonra baktılar ki öyle bir şey yaptı ki Karadeniz’de yok. Sonra taktir etmeye başladılar” ifadelerini kullandı.



“Kısıtlamada çiçek sevenler arttı”
Pandemi nedeniyle evden çıkamayanların çiçek yetiştirmeye merak saldığını, kısıtlamada çiçek sevenlerin arttığının altını çizen Dilsiz “İlk vakanın görüldüğü sırada insanlar daha çok gıdaya yöneldi ve bizde sendeledik. İşlerin az olmasını fırsata çevirdik ve üretimi arttırdık. Ondan sonra bir rağbet başladı. Evlerinde canı sıkılanlar kaktüs koleksiyonuna girdi, çiçek sevenler arttı. Haliyle talep arttı. Bizde bahçemizde yaptığımız seraları çay bahçesinden biraz daha yer alarak büyüttük” şeklinde konuştu.



Pandemi nedeniyle canı sıkılanların gelip seralarını ziyaret ettiğini kaydeden Dilsiz "Ben gelenlere ‘Bir şey almanıza gerek yok, gelin, gezin, görün, dolaşın, tanışalım’ diyorum. Gelen 1-2 saat takılıp, huzur bulup evine gidiyor” dedi.



Birsen Avcı isimli bir vatandaş ise alışveriş etmese bile canı sıkıldıkça Hüseyin Dilsiz’e ait seraya geldiğini dile getirerek “Pandemi ile birlikte buraya gelişimiz arttı. Hiç bir şey almasak da geziyoruz, dolaşıyoruz, bir hoşbeş ediyoruz sonra dönüyoruz. Bu seranın ciddi anlamda çoğu bizim evde artık. Sık sık da geliyorum ‘Yeni bir şey geldi mi’ diyerek. Saksılar, sukulentler, çiçekler falan. Bazen farkında bile olmadan bir bakmışsın toprağı elime almışım saksı değiştiriyorum. Mesela bir arkadaşıma giderken evde ki kaktüsleri çoğaltıp onlardan getiriyorum” diye konuştu.